yazarlar-çizerler-çekerler

Patlagaç arama kutusu

10 Kasım 2010 Çarşamba

NELER YAPMADIM

Günaydın sevgili patlangaç üyeleri. Umarım keyifler yerindedir. Bugün günlerden, pazar. Herkese olmasa da bir çoğumuza tatil. Mutfak masasına oturup yeşil çayımı yudumlarken, bir taraftan da çocukluk arkadaşım Suavi'nin (kimlik şaşırtmacası), "Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım..." dizelerinin geçtiği, kim bilir yıllardır kimlerin hislerine tercüman olmuş, o unutulmaz şarkısını dinlemekteyim (Taş yerine değdi sanırım).

'gazeteler.com'dan 'Radikal Gazetesi' sekmesini tıklıyorum. Başlıklar arasından dikkatimi çeken, 'Hindistan cevizlerini bile topladılar' oluyor. Bir an aklıma anneannem geldi, insan 'hindistan cevizi'ni telaffuz etmeyi ancak onun kadar tatlı beceremez. Ancak başlığın içeriğine baktığımda Obama'nın Hindistan'a yapacağı ziyaretten bahsediyor. Malesef benim tatlı anneannemle ilglili hiçbir şey yok (Gerçekten beklerdim.) Obama Hindistan'a geldiğinde,  kafasına düşmesin diye toplatılmış meğer o hindistan cevizleri. Çok sıkı güvenlik önlemeleri alınmış. Yani olay hindistan ceviziyle de bitmiyor. Yuh! adam için kurşun geçirmez tünel yapmışlar. Vay arkadaş! Amerika başkanı mı olsam ne etsem, bilemedim... Kırk beş araç konvoyda eşlik edecekmiş adama. Düşünün Tayyip Ankara caddelerinden beş araçla geçiyor da yemediği laf kalmıyor. Şimdi üzülmez mi bu haberi görünce? Dert sahibi oldum sabah sabah... 

Gazete okumayı bir kenara bırakıp, kahvaltı hazırlamaya koyuluyorum. Buz dolabının kapağını açıyorum, iki yumurta alıp kapağı ayağımla kapatıyorum ( İbrahim Sadri'ye buradan kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum). Yumurtaları tezgahın üzerine bırakıp, çay demliyorum. Yumurta çabuk pişer, çay demlenene kadar soğumasın (Sevgili anneciğim, nasılsın?). Kahvaltılıkları çıkarıyorum masaya yerleştiriyorum. Çay içmek için bardaklar... Her şey hazır, ımm...

Yazılarımda tasvir tekniğini ne kadar ustalıkla kullandığımı söyler durur sanat eleştirmenleri (Bunu görmezden gelin bende size bir güzellik yapayım). Sabah sabah neler yaptığımı herkes gözlerinde canlandırmıştır umarım. Ancak önemli olan neler yaptığım değil, neler yapmadığım! Tabi ki yapmış olduğum şeyler de çok önemliler, ama daha önemli şeyler yapmak için daha ne bekliyorum, değil mi? (sizde bir şizofren kokusu alıyor musunuz?) 


PATAK - Kasım 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder